Halk Sağlığı Uzmanı Saltık: Deprem bölgesinde tifo, dizanteri beklenebilir
Özlem Kara
İZMİR- Maraş’ta meydana gelen ve 10 ili etkileyen depremin etkileri devam ediyor. Enkaz şu anda kaldırılamazken akıllara gelen en değerli sorulardan biri de depremzedelerin sağlığı.
Hatay’a isteyerek giden Filiz Yener, Adıyaman’da depremzedeler toplanma alanındaki 3 bine yakın kişinin tuvaleti kullandığını belirterek, insanların tuvalet ihtiyacını hasarlı binalarda karşıladığını söyledi.
Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Ahmet Saltık, depremzedelerin yaşayabilecekleri sağlık sorunları ve analiz önerileri hakkında konuştu. Saltık, salgın hastalıklar, hijyen konuları ve bulaşıcı hastalıklar hakkında bilgi verdi. Ayrıca Saltık, aldığı bilgiler doğrultusunda ekiplerin Antep’teki dağ köylerine ulaşamadığını, o bölgedeki insanların cesetlerinin hayvanlar tarafından parçalandığını söyledi.
‘ÜÇ BİN KİŞİ ÜÇ TUVALET KULLANIYOR’
Adıyaman’ın Sincik bölgesinde yaşayan depremzedelerin sıkıntılı şartlar altında olduklarını vurgulayarak, “Herkes toplanma alanlarında olduğu için her an bir hastalık baş gösterebilir. 2 bin 3 bin kişi 3-4 tuvaleti kullanmaya çalışıyor” dedi.
‘TUVALET İÇİN HASARLI BİNALARA GİDİLİYOR’
Uşak’tan gönüllü olarak Hatay-Defne’ye giden Filiz Yener, deprem bölgesindeki sağlık ve tuvalet sorunuyla ilgili olarak, “Beşinci gün bulunduğumuz bölgeye portatif tuvalet istedik. İnsanlar tekrar tekrar kaka yapıyor. Hiç sağlık yok. İnsanlar hasarlı binalara gidiyor ve tuvalete gidiyor” dedi.
‘COLERA ÇIKIŞI BEKLENEBİLİR’
Deprem bölgelerinde kolera salgını olduğu iddialarına yanıt veren Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık, bu durumun teyidinin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılması gerektiğini, bakanlık açıklanana kadar bir şey söyleyemeyeceklerini ancak bölgede bir kolera salgını beklenebilir.
Saltık, “Deprem bölgesinde tifo, dizanteri beklenebilir ya da bu tabloda adını verdiğimiz bir mikroorganizma üretilemese bile yaygın ishal ve gastroenterit beklenebilir. Ayrıca üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları, zatürre , farenjit beklenebilir. Aşı yetersiz olursa çocuklarda kızamık olmasını bekleyebiliriz. Türkiye’de olmasına rağmen “Türkiye’de Sağlık Bakanlığı 0-6 yaş arası çocuklara 13 temel aşıyı yüksek düzeyde vermesine rağmen aşıların bitmesinden endişe duyuyorum. yeterlidir” dedi.
’65 YAŞ ÜZERİNDEKİ HASTALAR VE KRONİK HASTALAR Zatürre Riski Altında’
Aşı ile korunabilen hastalıkların yanı sıra bulaşıcı hastalıklara da değinen Saltık, “Özellikle yaşlılarda ve kronik hastalığı olan kişilerde zatürre gibi üst solunum yolu enfeksiyonları alt solunum yolu enfeksiyonlarına dönüşebiliyor. Ve bu kişiler zatürreden sessizce ölebiliyor. öksürüp öksürmemesi durumu olan kişiler ciddi zatürree riski altındadır” dedi.
‘ACİL PORTATİF TUVALETLER YAPILMALI’
Saltık, deprem bölgesindeki bir diğer değerli halk sağlığı sorununun da temiz su, gıda ve atık olduğunun altını çizdi. Su sorununun pet şişelerle bir nebze giderilebileceğini belirten Saltık, gıda açısından önemli hijyen sorunları yaşanacağını söyledi. Saltık, “Bu dönemlerde insanlara daha çok kapalı konserveler, katı gıdalar, bakliyatlar ve çorbaları öneriyoruz. Çiğ meyve ve sebzelerden bir süre uzak durmalarını öneririz. Bir diğer değerli bahis, evsel atık ve tuvalet atığıdır. Alana acil durum seyyar tuvaletleri kurulmalı ve çukurları kurallara uygun olarak kazılmalıdır. Evsel atıklar da düzenli olarak toplanmalıdır. Toplanan atıklar 1-1 buçuk metre kazılmalı, üzerine sönmüş kireç dökülerek üzeri toprakla kapatılarak sıkıştırılmalıdır. Aksi takdirde alanda yaşayan bazı hayvanların alanı eşelemesi sonucu bu atıklar açığa çıkabilir. Ayrıca insanların banyo yapması için sıcak su sağlanmalıdır” dedi.
‘DEPREM BÖLGELERİNE HIZLI BİR ŞEKİLDE MORG YAPILMALI’
Deprem nedeniyle hayatını kaybedenlerin cesetleriyle ilgili konuşan Saltık, şöyle devam etti:
“Depremin ikinci ve üçüncü gününde aldığımız bilgilere göre Gaziantep’in yayla köylerinden vahşi hayvanların ve kurtların insanların cesetlerini parçaladığına dair haberler aldık, umarım bu duyumlar doğru değildir. Uzak bölgelerin şartlarının drone ile belirlenmesi gerekiyor. Dağ köylerindeki insanlar uygun şekilde gözetimsiz bırakılmamalıdır. Cenazelerle ilgili hem tıbbi hem de çevresel ve adli tıp açısından alınması gereken önlemler var. Bir an önce deprem bölgelerine morglar yapılmalı. En az iki gün boyunca kazılan cesetleri teşhis etmeye çalışmak, toplanabilecek tüm bilgileri toplamak, cesedin farklı açılardan fotoğraflarını çekmek ve her biri için bilgisayarda birer belge açmak gerekiyor. Ve yakınlarını arayan vatandaşlara 48 saat içinde haber verilmesi gerekiyor. 48 saat içinde kimlik tespiti için başvuru yapılmadığı takdirde gömüleceği bilgisi verilmelidir. Defin sırasında mezar taşlarının üzerine ölen kişinin fotoğrafı veya şifre numarası bırakılmalı ve mutlaka DNA örneği alınmalıdır.”
SAĞLIK BAKANLIĞINA HİJYEN KANAL ÖNERİSİ
Enkaz kaldırıldıktan sonra depremzedelerin telefonlarına hijyen konusunda bilgilendirmek için değerli bilgiler içeren mesajlar gönderilmesi, broşürler hazırlanması ve duyurular yapılması gerektiğini vurgulayan Saltık, insanların sıvı ile ellerini yıkaması için teşvik edilmesi gerektiğini belirtti. sabun ve kağıt havlular. Saltık da bir teklifte bulunarak, Sağlık Bakanlığı’nın halka hijyen ve sağlık bilgileri verdiği bir televizyon kanalı kurulması gerektiğini söyledi.
PSİKOLOJİK TAKVİM GEREKLİDİR
Enkaz altından kurtarılan, yakınlarını kaybeden, isteyerek deprem bölgesine giden insanların ruh sağlığı hakkında da konuşan Saltık, “Birçok insan doğal olarak gerilim bozukluğu, depresyon, yeme bozukluğu, öfke patlamaları, huzursuzluk ve mutsuzluk yaşıyor. Bu onların davranışlarına ve temaslarına da yansıyabilir. Bölgede çalışan insanlar, hükümet yetkilileri, genç ve tecrübesiz sağlık çalışanları, depremzedeler takviye kuvvete ihtiyaç duyuyor” dedi.
‘BÖLGEDE HAMİLE KADINLAR İÇİN BAKANIMIZ OLMALIDIR’
Kadınların hijyen ve gebelik sorunlarına değinen Saltık, bölgede hamileler için ebe, pratisyen hekim ve kadın doğum uzmanlarının bulunması gerektiğini vurguladı. Saltık, sarsıntı bölgelerinde sahra hastanelerinin yanı sıra birinci basamak sağlık hizmetlerinin verilmesi gereken sağlık birimlerinin de kurulması gerektiğini söyledi.
‘TEORİ MEZUNUNUN AFAD’IN BAŞINDA NE İŞİ VAR’
Son olarak depremin siyasi tarafına da değinmek istediğini vurgulayan Saltık, sözlerini şöyle tamamladı:
“İçinde bulunduğumuz tablo aslında bir şer yönetiminin eseridir. Ben 46 yaşında bir doktorum, 1988’den beri üniversitede öğretmenlik yapıyorum, hep derdim ki: Çiçek hastalığı 1980’de kökü kazındı, sıra korkunç yönetime geldi. 1980’den beri söylüyorum. Türkiye’nin başında genel olarak berbat bir yönetim olmasaydı depremi önleyemezdik ama sonuçları bu kadar ağır olmazdı. Türkiye, İmar Affı denen bu saçmalığı bir an önce unutmalı. Yeniden kadastro ve arazi planlaması yapılacak. Aktif fay sınırları olan bölgeler plato haline getirilecek. Depreme dayanıklı teknolojilerin yapılarda kullanılabilmesi için Deprem Yönetmeliğinin kararlı bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Bina kontrol süreçlerinin de katı bir biçimde düzenlenmesi gerekir. Türkiye’nin Ulusal Afet Planlarını bir bütün olarak gözden geçirmesi gerekiyor. İktidarın yarattığı yolsuzluk, yolsuzluk, partizanlık ve gençleştirme gibi bu ilkel saiklerden tamamen uzaklaşmak gerekir. Bir ilahiyat mezununun AFAD’ın başında ne işi var? Bu utanç verici bir şey. Türkiye kurumlarını tasfiye ettiği, kurumsuz kaldığı, tek adam rejimine hapsedildiği ve felç edildiği için bu tabloları yavaş yavaş yaşıyor.”